Ana içeriğe atla

Anda mıyız?


Merhabaaaa! Neredeysen , günün hangi saatindeysen sana bir şeyler hatırlatmak belki fark ettirmek için merhaba! Yeni yeni farkındalığını yaşadığım, size de her yazımda ufak ufak araya sıkıştırdığım şeyler bahsetmek istiyorum yine. Seni bilmiyorum ama ben fark ettiğimdem beri dünyaya, hayata, saate daha farklı bakar oldum.
Güzel bir soruyla başlıyoruz.
Gerçekten anda mısın? Anı yaşıyor musun?
Nedense anı yaşamak benim kafamda sürekli eğlenmek gibi bir anlam teşkil ediyor. Bu yargıyı neden ve nasıl böyle oluşturduğumu bende bilmiyorum.
An da olmak hep eğlenmek, gülmek keyifli vakit getirmekten çok öte. İçinde bulunduğun zaman diliminde ruhen orda olduğun kadar bedenen de orda mısın?
Aklın geçmişte veya gelecekte olmama durumu. Tam da o anda olması demek. Bunları zaten biliyor olabilirsin. Beni etkileyen asıl şey duyduğum, okuduğum veya fark ettiğim örnekler oldu.
Mesela yemek yerken aldığımız her lokmada bir sonraki lokmayı düşünerek yemek yiyoruz bir çoğumuz. Hiç birimiz de o lokmanın verdiği tokluk hissi veya haz da değiliz çoğu kez. Hep bir sonraki...
Başka bir örnek de çalışırken hep tatil düşünüp tatildeyken de işi düşünmemiz. Bütün bir yıl hep o kısa veya uzun tatil hayaliyle çalışıp  sonra da çalıştığımız her bir anı değersiz kılıp zevk almıyoruz. Tatile gittiğimiz de de (özellıkle tatilin sonuna doğru)" Of,işe gidicem." diye söylenmeye başlıyor ve tatilin güzel anlarını da iş düşünerek heba ediyoruz.
Zihin geleceğe veya geçmişe gitmeye çok meyillidir. Hatta hep kötüyü düşünmeye programlandırmıştır.(Bunu da bir ara konuşalım.) Ama zihnimizi kontrol edebiliriz. Şu anı yaşayabiliriz. Böylece her şeyden çok daha fazla keyif alacak ve bu keyfi sonuna kadar yaşayacağız. Bu hemen olacak bir şey değil ama zamanla zihin buna alışacak. Sadece kendini geçmişte veya gelecekte hissettiğinde bunu kısa sürede fark edip bulunduğun  ana gelmek gerekli. Hepsi bu kadar.
Peki ya şimdi, var mısın benimle an da olmaya?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Seni Seçtim Pikachu

Merhabaaa.🙌 Yine bir süre yoktum buralarda.😓 "Yazıyorsun da haber mi vermiyorsun?" diyen herkesi yerim!😍 Çaylar,kahveler alındıysa başlıyorum bugünkü konumuza. Bugün "Hayatın ne kadarı bizim elimizde?" diye bir soralım istiyorum. Bana göre hayat ikiye ayrılıyor. Bir kısmı kader bir kısmı seçimdir.  Kader kısmı (inanabilir veya inanmayabilirsin) elimizde olmayan şeyler. Doğum tarihi, ölüm tarihi, kaza, nerede kimin çocuğu olarak doğacağın vs. Yani aslında hayatın ana hatları denilebilir.  Seçim kısmı da senin verdiğin kararlar, tavırlar, davranışlar vs. Yani ana hatların arasını biz yapıyoruz seçimlerle. Her şeyi mutluluğa bağlayan ben bu konuyu da bağlayacağım elbet. Mutlu olmak, üzgün olmak , sinirli olmak da işini,eşini seçmek gibi bir seçim! Başta saçma gelebilir. O halde seninle bir hayale dalalım. Yeni bir güne başlıyorsun. Bi bakıyorsun okula/işe geç kalmıssın. Tepkin muhtemelen hayata isyan etmek olacak. Neden? Sende bir insansın ve herkes gi

Yeni Başlangıçlara

Merhaba! Yeni yıla günler kala 2017'ye elveda temalı bir yazı yazmasaydım olmazdı diye düşündüm. Sonuçta uzun zamandır da konuşmuyorduk. Özledim hani seni! Evet, yepyeni bir yıl kapımızı çalarken çoğumuz için yeni yıl biraz iç kıpırtısı da beraberinde getiriyor. Şahsen 2017 benim içim pek de güzel bir yıl değildi. Acaba bu yıl neler olacak? Neler beni bekliyor? diye ben de heyecanlıyım. Peki önemli olan sadece tarihte 7 yerine 8 yazmamız mı? Bu bir çok şeyi değiştirebilir mi? Sende bende değiştirmeyeceğini biliyoruz. Bu bizim için sadece yeni başlangıçlar hedefler için bir heves getirebilir. Peki ya devamlılığı? İşte bundan sonrası bize bağlı. Demek istediğim yeni yılın geçen yıldan çookk farklı geçmesini istiyorsak öyle sadece dilek dilemeyle olmayacağını sende biliyorsun. Bir şeylerin değişmesini istiyorsak bu yeni yılda hedefler koymalı, planlar yapmalıyız. Bunun dışında eğer kendinde değiştirmek istediğin bir şey varsa bunun üzerine gitmek için de güzel bir zaman. Eğer emek

Bana Değer

Merhaba! Yine yazmadım ihmal ettim buraları. Ama ben burayı bir bahçe gibi görüyorum. Önce bir şeyler ekmeliyim hayatıma. Filizlenip açacak çiçeklerim olsun ki yazayım buralara. Buradaki her bir yazı belki bir gözlem belki kendime bir not. Bugünkü kendime bir not. Herkesin kendine bırakması gereken bir not.. Kendini sev! Her halinde hem de. Sivilcenle, kilonla, boyunla, tarzınla, hayallerinle, seni sen yapan her şeyinle! Sen özelsin! Bak çevrene senden başka var mı bir tane daha? Aynı senin gibi görünen, senin gibi düşünen.. Yok işte, bir tane daha sen yok! İşte bu yüzden önemlisin. Asıl önemli olana geliyorum. Kendine değer ver! Kendine değer verirsen hem kendini sever hem de özel görürsün. Ama öyle laf olsun diye değil. Kendini en değerli görmek zorundasın. Altını çiziyorum bu bir zorunluluk. Kendine değer vermezsen kimse sana değer vermez. Kendini bir başkasından değersiz kılarsan o kişi yarın bir gün kendini değerli kılarsa buna kızamazsın. Ben salak mıyım? Yapar mıyım öyle şe